irtibat: 0216 311 58 27 - 0541 789 65 95


  • Çin’de İslâm Kültür ve Sanat Eserleri Sergisi, İstanbul’da açıldı

    Çin’de İslâm Kültür ve Sanat Eserleri Sergisi, İstanbul’da açıldı

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Çin Din İşleri Başkanlığı ve Çin İslâm Cemiyeti ile imzaladığı protokol çerçevesinde Çin’deki İslâm kültür ve medeniyetinin tanıtılması için düzenlenen kültürel etkinlikler, İstanbul Ali Emiri Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen açılış töreni ile başladı.

    “Çin’de İslâm Kültür ve Sanat Eserleri Sergisi”, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Çin Din İşleri Başkanı Wang Zuoan, Çin İslâm Cemiyeti Başkanı Hilalüddin Chenguangyuan’ın yanı sıra Çin’den ve Türkiye’den çok sayıda vatandaşın katılımıyla ziyarete açıldı. Çin’de İslâm kültür ve medeniyetinin resimler, minyatürler ve hat sanatı eserleri aracılığıyla tanıtılacak sergi, 7 Eylül’e kadar ziyarete açık olacak.

    “İsrail’i aklıselime davet ediyorum”
    Diyanet İşleri Başkanı Görmez, açılışta yaptığı konuşmada, İsrail’in 5 Eylül’de tarihi Bi’res-Seba Camii’nde düzenleyeceği içki festivaline tepki gösterdi. Başkan Görmez, başka dinlere ait sembol değerlere saygısızlığın birtakım provokasyonlara yol açtığını vurgulayarak, “İsrail hükümetini aklıselime davet ederek başka bir dinin mabedine karşı yapılacak böyle bir saygısızlığa tevessül etmemesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.” dedi.

    Dünyanın artık çok dinli ve çok kültürlü bir yapıda olduğunu belirten Görmez: “Çağdaş dünyanın geldiği nokta, bütün farklı din ve kültür mensuplarını, farklı medeniyetleri hep beraber barış içinde yaşatmaktır. Bunun için, öncelikle farklı olana ve farklı olanın inançlarına, çoğunluğun ve azınlığın inanç değerlerine saygı esastır. İsrail’de özellikle önümüzdeki hafta, tarihi bir Osmanlı camiinde 30 kadar alkollü içki üreten firmanın bir festival düzenlemeye kalkışmasının, ötekinin inançlarına ve inanç değerlerine, mabet masumiyetine ve başka dinlere ait sembol değerlere saygısızlığın, birtakım provokasyonlara yol açtığını, özellikle çağdaş dünyadaki bütün insanların bilmesi gerekiyor. Ben bilhassa bu konuda İsrail hükümetini aklıselime davet ederek başka bir dinin mabedine karşı yapılacak böyle bir saygısızlığa tevessül etmemesini, sadece her gün okudukları Tevrat’ın ve kutsal metinlerin ilkelerine bakıldığında da başka bir dinin mabedine böyle bir saygısızlığın yapılmaması gerektiğinin görüleceğini ifade etmek istiyorum.”diye konuştu.

    “Sadece güvenlik odaklı yaklaşımlarla sosyal problemlerin çözülmesi mümkün değil”
    Diyanet İşleri Başkanı Görmez, son zamanlarda genelde Avrupa’da, özelde ise Almanya’da sıkça tekrarlanmaya başlanan Müslümanlara ve İslâm’a karşı güvenlik odaklı yaklaşımın kabul edilemez olduğunu belirterek, bunun insanlık ailesinde barışa ve huzura hizmet etmediğini vurguladı. Görmez: “Birtakım afişler ortaya çıkararak ötekileştirmek marifetiyle aşırılığı önlemenin asla mümkün olmadığını, ötekileştirerek ve sadece güvenlik odaklı bakılarak bütün bu meselelerin üstesinden gelinemeyeceğini ifade etmek istiyorum. Sadece sözünü ettiğim ülkeler değil, kendimiz de dahil bütün dünya ailesi olarak özellikle farklı dinleri, kültürleri ve medeniyetleri barış ve huzur içerisinde birlikte yaşatma konusunda çok daha dikkatli olmak durumundayız.”

    “Protokol, Çinli Müslümanların dinî eğitim ve din hizmetleri alanlarındaki ihtiyaçlarının karşılanmasına zemin hazırlayacak”
    Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Türkiye ve Çin’in kadim İslâm geleneğine ev sahipliği yapan iki büyük medeniyet olduğunu belirterek, iki ülke arasındaki sıcak ilişkilerin devam edeceğini dile getirdi. 2011 yılında imzalanan protokolün iki ülke arasındaki dinî, ilmî, sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi açısından son derece memnuniyet verici bir gelişme olduğunu kaydeden Görmez, şöyle konuştu:

    “İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihî süreç içinde pek çok olumlu gelişmeye sahne olmuş, bilhassa hoşgörü ve birlikte yaşama başarısı adına kıymetli tecrübeler ortaya konulmuştur. Bu tecrübeler, bir yandan Çin’de var olan kadim İslâm medeniyetinin halkımızın dikkatine sunulması, diğer yandan da Çin’de yaşayan milyonlarca Müslümanın dinî eğitim ve din hizmetleri alanlarındaki ihtiyaçlarının karşılanması için ortak çalışmalara zemin hazırlayacaktır. Böyle mümbit bir zeminde buluşan ve kaynaşan iki ülke kültürü açısından bakıldığında, protokol ile tazelenen ilişkilerimizin geleceği, son derece ümit vericidir.”

    Protokol, pek çok hizmet alanını kapsıyor…

    Diyanet İşleri Başkanı Görmez, geçtiğimiz yıl imzalanan protokolün içeriğine ilişkin bilgiler de verdi.
    Görmez: “Başkanlığımız ile, hem Çin Din İşleri Başkanlığı hem de Çin İslâm Cemiyeti Başkanlığı arasında imzalanan protokoller neticesinde dostluk ilişkileri bugün yeni bir boyut kazanmıştır. Din işleri alanında ikili ilişkileri geliştirmek amacıyla eşitlik, dostluk ve karşılıklı saygı temelinde her iki ülkenin hukuki mevzuatı çerçevesinde hareket etmek üzere mutabakata varılmıştır. Bu doğrultuda, ilgili dinî makamlar arasında karşılıklı ziyaretler, imam, vaiz ve diğer din görevlilerinin eğitimleri, Kur’an-ı Kerim’in yanı sıra her iki tarafça belirlenecek diğer İslâmî kaynak eserler ve klasiklerin tercüme, yayım ve dağıtımları, dinî eğitim alanında öğrenci değişimi, hac ve umre düzenlemesi ve idaresi hususlarında tecrübe paylaşımı, her iki ülkede ulusal düzeydeki ilgili dinî kurumlar arasında camiler, eğitim merkezleri gibi İslâmî dinî mekânların inşası, bakımı ve korunması alanlarında tecrübe paylaşımı, her iki ülkede düzenlenecek İslamî sosyal ve kültürel etkinliklerin yanı sıra, konferans ve seminerlere din görevlilerinin resmi kanallardan katılımlarının teşvik edilmesi ve bu bağlamda ilkini şu anda yaptığımız, ikincisini ise 2013 yılında Çin’de gerçekleştirmeyi planladığımız, “Türkiye-Çin İslâm-Kültür Fuarı” organizasyonlarının tertiplenmesi gibi önemli unsurlar, bu protokolün temel umdelerini oluşturmaktadır.”

    “ ‘İlim Çin’de bile olsa alınız!’ düsturu, gönül dünyamızdaki yakınlığa işaret etmektedir”
    Türkiye ve Çin’in tarihi İpek Yolu’nun batı ve doğu ucundaki iki ülke olarak çok eskilere dayanan siyasi, kültürel ve ticari ilişkilere sahip olduğunu dile getiren Diyanet İşleri Başkanı Görmez, iki ülke arasındaki ilişkilerin sosyal ve kültürel bağlarla sağlamlaştırıldığını ifade etti. “İyi niyet ve hoşgörüyle devam eden ilişkiler, gönülleri fethetme idealiyle hareket eden Müslüman tüccarların ortaya koydukları örnek hayatlar sayesinde birçok Çinlinin Müslüman olmasına vesile olmuştur.”

    diyerek sözlerine devam etti:
    “Bilindiği gibi İslâm tarihinde Çin’in, Çin tarihinde de İslâm’ın daima özel bir yeri olmuştur. İslâm kültür ve geleneğine nakşolan “İlim Çin’de bile olsa alınız!” düsturu, İslâm’ın ilme verdiği değer kadar Çin’in coğrafi uzaklığına rağmen gönül dünyamızdaki yakınlığına da işaret etmesi açısından dikkate değerdir. Çin ile Müslümanlar arasındaki ilişki, Hz. Ömer devrine kadar uzanan bir tarihin izinde pek çok olumlu adımla bugüne gelmiştir. Bilhassa 13. asırdan 19. asra kadar Çin topraklarında yaşayan Müslümanların tıpkı Osmanlı tarihinde olduğu gibi, farklı din ve kültürlerle barış içinde birlikte yaşama tecrübesi, medeniyetler çatışmasını derinden yaşayan günümüz dünyasına verilecek en güzel cevaptır.”

    İşbirliği devam edecek…
    Diyanet İşleri Başkanı Görmez, imzalanan protokol kapsamında yapılan ve yapılacak hizmetler hakkında bilgiler de verdi.

    Görmez: ‘’Şu ana dek söz konusu protokole istinaden Çin’den Türkiye Diyanet Vakfı’nın burslu öğrencisi olarak İlâhiyat alanında okutulmak üzere lisans ve doktora düzeyinde birer öğrenci ülkemize getirilmiştir. Çin’den ülkemize gelerek eğitim görecek öğrenci sayısının arttırılması için gerekli çalışmalar yürütülmektedir. Çin’de yaşayan dindaşlarımıza ücretsiz dağıtılmak üzere başkanlığımız yayınlarından “Öğreniyorum” serisi Çince ve Uygurca dillerine tercüme edilerek talepler doğrultusunda Çin’e gönderilmektedir. Diğer yandan İslâmî ilimler alanında Çince yazılan eserler tespit edilerek Başkanlığımız tarafından basımının yapılması ve ücretsiz olarak dağıtılmak üzere Çin’e gönderilmesi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca başkanlığımızın yurtdışında temsilcilikler açması ile ilgili çalışmalar, hükümetimizin genel stratejisine paralel bir biçimde devam etmekte olup, bu bağlamda Pekin Din Hizmetleri Müşavirliği ve Urumçi Din Hizmetleri Koordinatörlüğü açılması ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.”
    Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

    “Bu anlamlı etkinliğin, iki ülke arasındaki dinî, ilmî, sosyal ve kültürel ilişkilerin gelişmesine ve zenginleşmesine, Çin’deki İslâm kültür ve medeniyetinin keşfedilerek bütün dünyaya tanıtılmasına vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Bu vesileyle başta Çin Halk Cumhuriyeti Din İşleri Bakanı Wang Zuoan ve Çin İslâm Cemiyeti Başkanı Hilalüddin Chenguangyuan olmak üzere iki ülke arasındaki kıymetli işbirliğini geliştirmede etkin rol üstlenen ve etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu programın, köklü bir tarihî mirasın izlerini taşıyarak şekillenen Türk-Çin ilişkilerinin bugün yeniden canlanmasına ve iki kardeş kültürün İslâm şemsiyesi altında bir araya gelerek kaynaşmasına vesile olmasını diliyorum.”

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez: “Ülkeler arasındaki kültürel bağlar korunmalı”
    Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Çin’deki İslâm kültür ve medeniyetinin tanıtılması amacıyla, Çin Din İşleri Başkanlığı ve Çin İslâm Cemiyeti Başkanlığı ile ortaklaşa düzenlediği etkinlikler devam ediyor.

    Etkinliklerin ikinci gününde “Çin ve Türkiye’de İslâmî Durum” konulu bir panel düzenlendi. Panelin açılış konuşmasını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez yaptı. Diyanet İşleri Başkanı olarak Çin’e yaptığı ziyaretten sonra, iki ülke arasındaki kültürel ilişkilere yeni bir kapı açıldığını dile getiren Görmez, Çin ve Türkiye’nin kurduğu kültürel bağların dünya açısından da önemli olduğunu söyledi.

    “Ülkelerin kendilerini birbirine kapatması ve kendi içinde farklı dini toplulukların nasıl bir hayata sahip olduğunu dünyaya bildirmemesi, insanlar ve toplumlar açısından bir takım endişe ve kavgaların çıkmasına neden olur.” diyen Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Bugün dünyada her ülkeden her dinden insan var. Bundan yaklaşık elli sene önce dünya haritasını önümüze koyup, içinde Müslüman olmayan bir ülke var mıdır diye araştırsaydık, eminim pek çok ülke çıkardı. Ama bugün öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, her ülkede bir Müslüman topluluk var. Çin, bu ülkelerin içinde farklı bir konuma sahip. Çünkü Çin’de İslâm’ın varlığı, çok daha eski.”

Yorum Yaz



Yorumlar (0)

Yorum Yok
E-DERGİ
ABDURRAHMANGAZİ MAH. OSMANGAZİ CAD. NO: 123/127 KAT: 1 DAİRE: 19 SANCAKTEPE/İSTANBUL Tel : 0216 311 58 27 Gsm : 0216 311 58 27 www.camidergisi.com